Kefir

SAĞLIK DOSTU KEFİR

Kefir adının kökeni, ‘iyilik’ veya ‘iyi yaşamak’ anlamına gelmektedir. Kefirde bulunan mikroorganizmalar probiyotik potansiyele sahiptir. ‘Fonksiyonel gıdalar arasında yer alan’ sağlığa yararlı olduğu kanıtlanmış ve canlı mikroorganizmalar içeren ya da bunlar tarafından üretilen gıdalar probiyotik olarak adlandırılmaktadır. Kefir, kefir daneleri tarafından oluşturulan, doğal probiyotikler ile birçok laktik asit bakterisi ve maya içeren fermente bir süt ürünüdür. Kefirin içeriğindeki çok sayıda bakteri türü, gastrointestinal kanaldaki düşük pH’a ve safra tuzlarına karşı yüksek direnç göstermektedir ve bağırsak mukusuna yapışabilmektedir. Ayrıca, kefirde bulunan mikrobiyota bağırsak mukozasındaki hastalık yapıcı bakterilerin yapışmasını engelleyerek bağırsak sağlığının iyileştirilmesine katkıda bulunur.

Kefirin besinsel bileşimi; sütün içeriği, fermantasyon süresi/sıcaklığı ve saklama koşullarına göre büyük ölçüde değişmektedir. Kefir, esansiyel aminoasit dediğimiz vücutta sentezlenemediği için dışarıdan alınması zorunlu olan aminoasit miktarı açısından da oldukça zengindir. Kefir tüketime hazır olduğunda zengin bir vitamin bileşimi içerir. Kefir, bileşiminde B1, B2, B5, C, A ve K vitaminleri ile karoten içerir. Mineraller arasında kefir iyi bir magnezyum, kalsiyum ve potasyum kaynağıdır. Kefir hem antioksidan bileşiklerin doğal kaynağıdır hem de antioksidan sistemdeki enzimlerin aktivitesini uyarır, bu sebeple tüketimi teşvik edilmelidir.

Kefirin Sağlığa Etkileri

Kefir elde edilirken fermantasyon işlemi sırasında sütten gelen laktoz aside parçalanır, bu da pH’ın düşmesine ve kıvamın artmasına neden olur. Bu sebeple kefir, laktoz intoleransı olan bireyler için iyi bir seçenektir. Yapılan bir çalışmada, klinik olarak laktoz intoleransı teşhisi konan sağlıklı yetişkin deneklerde yoğurda benzeyen kefir tüketiminin laktoz sindirimini ve toleransını iyileştirdiğini bulunmuştur. Hatta yoğurt ve kefirin, süte bağlı şişkinlik hissini %71’lere varan oranlarda azalttığı bildirilmiştir. Yapılan başka bir çalışmada da, fermentasyondan sonra kefirin laktoz içeriğinde %30’luk bir azalmaya sahip olduğu görülmüştür. Laktoz intoleransı olan kişilerde ağız kokusu tedavisinde de kefirin yoğurt kadar etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca, kefir gibi fermente ürünler, laktoz sindirimine yardımcı olan gecikmiş bir mide boşalması ile ilişkilendirilmektedir. Yani daha uzun süreli tokluk için tercih edilebilir.

Kefir mikrobiyatasında bulunan biyoaktif bileşikler, enfeksiyonlara ve hücre içi hastalık yapıcı bakterilere karşı hücre bağışıklığını desteklemektedir böylece inflamasyon azaltıcı etkisi de vardır.Ek olarak, kefirin biyoaktif bileşikleri, bazı enzimleri engelleyerek, kanserin başlamasını önleyebilir veya başlatılan tümör büyümesini baskılayabilir. Ayrıca yapılan bir fare çalışmasında, kefir tüketiminin radyasyona bağlı gastrointestinal hasara karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle kefir kullanımı, radyoterapi gören kanser hastalarına yardımcı olmak için bir alternatif olabilir. Fermente süt ürünleri olan yoğurt ve kefirin genlerdeki mutasyonu önleme etkisi fermente edilmemiş süte göre daha yüksek olduğu çalışmalarca kanıtlanmıştır. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, kefir uygulanması sonrası akciğer ve karın zarında hastalık yapıcı bakterilerin aktivitelerini daha etkili şekilde azalabildiği görülmüştür. İnsanlar üzerinde yapılan bir çalışmada ise 6 haftalık kefir tüketimi sonucunda bazı zararlı sitokinlerin azalttığı böylece oksidatif stresi azaltmada kullanılabileceği saptanmıştır. Çalışmalar sonucunda, bağışıklık yanıtının daha etkili olacağı, DNA hasarını azaltacağı ve kanser oluşumunu engelleyici etki yaratacağı düşünülmektedir.

Probiyotik süt ürünlerinin tüketimi, dolaşımdaki kolesterol seviyelerini azaltmak için önerilmektedir. Yapılan büyük bir çalışmada, probiyotik süt ürünleri tüketiminin serum kolesterolünü düşürebildiği sonucuna varılmıştır. Kolesterol yüksekliği olan farelerde yapılan çalışmada kefir tüketimi, LDL kolesterol seviyelerini anlamlı olarak düşürürken; HDL kolesterol seviyelerini yükseltmektedir.

Düzenli probiyotik tüketimi, kan şekeri seviyelerini iyileştirme yeteneğine sahiptir. Yapılan bir çalışmada kefir takviyesinin, kan şekerini düşürmeyi başardığı görülmüştür. Başka bir çalışmada, 8 hafta boyunca 600 ml/gün kefir tüketen diyabetik yetişkinlerde, başlangıca kıyasla açlık glukoz seviyelerinde önemli bir düşüş görülmüştür. Ek olarak, probiyotikler, bağırsak geçirgenliğinin azalmasına yol açan bağırsak bariyer fonksiyonunu iyileştirebilir. Böylece kefirin şeker hastalığını önlemede kullanılabileceği düşünülmektedir. Başka bir açıdan, kefirin iskelet kası hücrelerinde glikoz alımını artırdığı ve bunun Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılabileceği savunulmuştur.

Bazı kanıtlar, probiyotik bakterilerin veya onların fermente ürünlerinin kan basıncını kontrol etmede önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Yapılan fare çalışmalarında, düzenli kefir tüketiminin kan basıncını anlamlı ölçüde düşürdüğü gösterilmiştir. Böylece, hipertansiyonlu hastalarda kullanılabilir.

Son çalışmalar sonucunda kefirin sağlıklı cilt, egzama,yanıkların ve yara izlerinin iyileşmesi ve gençleşme üzerine faydaları araştırılmaktadır. Farelerde yapılabir çalışmada 7 gün boyunca kefir tedavisinin, bağ dokusu üzerinde koruyucu bir etki gösterdiği ve doku iyileşmesini büyük ölçüde hızlandırdığı bulunmuştur. Yanıkları olan hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, 2 haftalık kefir jeli tedavisinden sonra kontrol grubuna göre yara alanının ve iltihaplanma yüzdesi azaldığı görülmüştür. Bu çalışma sonucunda araştırmacılar ciddi yanıkların sonuçlarını iyileştirmede etkili olacağı sonucuna ulaşmıştır. Ek olarak, kefir Rusya’da araştırmacılar tarafından insanlarda mide ve on iki parmak barsak ülserleri tedavisinde de kullanılmaktadır.

Sonuç olarak, kefir, fonksiyonel bir gıda olarak büyük potansiyele sahip bir ürün olarak kabul edilen çok çeşitli faydalı mikroorganizmalar ve biyoaktif bileşikler içerir. Yapılan çeşitli çalışmalar sonucu kefirin laktoz intoleransı azaltıcı, kanser önleyici, kolesterol düzeyini düzenleyici, bağışıklık sistemi düzenleyici, kan şekeri düzenleyici,  antialerjik, mikroplara karşı koruyucu, tansiyon düşürücü, sindirim sistemi üzerine olumlu etkileri çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır. Hatta gastrointestinal sistemin ötesine geçerek yara iyileşmelerinde katkıları da bulunmuştur. Günlük öğün düzenine eklenmesi gereken mükemmel bir probiyotik üründür.

Kaynakça

  • Rosa, D. D., Dias, M. M. S., Grześkowiak, Ł. M., Reis, S. A., Conceição, L. L., & Peluzio, M. do C. G. (2017). Milk kefir: nutritional, microbiological and health benefits. Nutrition Research Reviews, 30(01), 82-96. 
  • Köroğlu, Ö. , Bakır, E. , Uludağ, G. , Köroğlu, S. & Dayısoylu, K. (2015). Kefir ve Sağlık . KSÜ Doğa Bilimleri Dergisi , 18 (1) , 26-30 .
  • Gaware et.al. The Magic of Kefir: A rewiev . Pharmacologyonline 1: 376-386 (2011)
  • Tomar, O. , Çağlar, A. & Akarca, G. (2017). Kefir ve Sağlık Açısından Önemi . Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Ve Mühendislik Bilimleri Dergisi , 17 (2) , 834-853 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/akufemubid/issue/43399/528878

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif