PARKİNSON HASTALIĞINDA BESLENME ÖNERİLERİ

Parkinson hastalığı (PD), genetik yatkınlığın varsayılan çevresel risk faktörleriyle birleştiği çok faktörlü bir hastalıktır. Alzheimer hastalığından sonra ikinci sırada görülen nörodejeneratif bir bozukluktur. Hastalığın farmakolojik tedavisi 1960 yılından bu yana, dopamin yerine ön maddesi olan “dopamin 3,4-dihidroksi-L-fenilalanin (levodopa)” kullanılarak yapılmaktadır. Sentetik dopamin kan ile beyin arasındaki bariyeri aşamamaktadır. Bu problem kan-beyin engelini aştıktan sonra dopamine dönüşen, L-Dopa’nın bulunması ile çözümlenmiştir.

Parkinson hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Günümüzde, bu hastalığın nedeni olarak kalıtsal etkenler, ekzojen toksinler ve oksidatif tepkiler sonucu oluşan hücresel toksinler üzerinde durulmaktadır.

Tirozin, dopamin üretiminde kritik bir rol oynayan aminoasittir. Vücudunuzdaki enzimler tirozini dopamine dönüştürebilir, bu nedenle yeterli tirozin seviyelerine sahip olmak dopamin üretimi için önemlidir.

Levodopanın  kan-beyin bariyerini geçmesi büyük moleküllü nötral aminoasitler (örneğin; valin, löysin, isolöysin, triptofan, tayrosin ve fenilalanin) tarafından engellenmektedir.

Bazı hastalar için diyet proteininde yapılacak düzenlemelerin etkili bir tedavi şekli olduğu vurgulanmıştır. Yüksek proteinli bir diyet ve B6 vitamininden zengin olan besinler (kurubaklagiller, patates, ıspanak ve tam tahıllar) levodopanın emilimini engellemektedir.

Ayrıca, diyetin karbonhidrat içeriğinin yüksek olması insulin sekresyonunun da artmasına neden olmaktadır. İnsülin sekresyonundaki bu artış nötral aminoasitlerin azalmasına yol açmaktadır. Nötral aminoasitlerin azalması da direkt olarak kan-beyin bariyerini aşan levodopayı arttırmaktadır.

Parkinson hastaları için önerilen, tüm öğünlerde karbonhidrat/protein oranının 5/1 olduğu dengeli bir diyet (diyet proteininin miktarı 0.8 g/kg/gün) programının uygulanmasıdır. Düşük proteinli diyet uygulaması aynı zamanda levodopa tedavisinin etkinliğini de arttırmaktadır. Ancak diyette, levodopanın  antiParkinson etkisini önleyen protein miktarı tam olarak saptanmamıştır. Günlük protein alımı “The Recommended Dietary Allowances (RDA)”ya uygun olmasına karşın, akşam öğünündeki protein alımını elimine etmek veya azaltmak amacıyla proteinin yeniden düzenlenmesi Parkinson hastalarında yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır.

Parkinson hastaları için pratik diyet önerileri aşağıdaki gibi özetlenmiştir:

Diyet enerjisi

Hastaların vücut ağırlık kaybını önlemek için enerji alımı yeterli düzeyde olmalıdır. Fakat şişmanlıktan sakınılmak; aşırı enerji tüketilmesi engellenmelidir. Diyetisyen ve/veya beslenme ve diyet uzmanları tarafından hastanın vücut ağırlığı ve beslenme durumu izlenmelidir.

Diyet proteini

Levodopanın etkisini engellememek için, yüksek miktarda protein alımından sakınılmalıdır. Öğünün protein içeriği oldukça önemlidir. Yüksek biyolojik değerli protein tüketiliyorsa günlük protein gereksinimi 0.6 g/vücut ağırlığı (kg); karışık proteinli diyet tüketiliyorsa 0.8-1.0 g/ vücut ağırlığı (kg) olmalıdır.

Öğün düzeni ve şekli

Az az, sık sık beslenme (en az günde 6 öğün) önerilmektedir. Besinler kolay tüketilebilecek şekilde yumuşak-yarı katı ve/veya püre şeklinde hazırlanmalıdır.

Diyet posası ve sıvı tüketimi

Konstipasyondan sakınmak için yeterli miktarda sıvı alınmalı (2-2.5 L/gün), diyetin posa içeriği ortalama 25 g/gün kadar olmalıdır. Ayrıca probiyotik ve prebiyotik tüketilmelidir. Kafein içeren içecekler tüketilmemelidir.

Vitaminler

B6 vitamani, levodopanın terapötik etkisini azaltır.

C vitamini ve bol su levodopa/karbidopanın emilimini arttırır.

E vitamini antioksidan özelliği ile Parkinson hastalığının gelişimini yavaşlatmaktadır. (balık, fındık, bitkisel yağlar) ancak antikoagülan ilaç alanlarda ilacın etkisini arttıracağı için E vitamini alımı konusunda dikkatli olunmalıdır.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif