Diyetlif Menopoz sonrası kadınlarda düşen östrojen hormonu sebebiyle enerji ihtiyacı düşerken doygunluk hissi ve yeme isteği artar. Ayrıca vücudun yağ dengesinin değişmesi sonucu karın bölgesi yağlanmaları artmaktadır. Tüm bunların sonucunda menopoz sonrası kadınlarda osteoporoz ve kalp-damar hastalıkları riski artmaktadır. Kemiklerde özellikle bacaklarda ağrılar, eğrilmeler oluşmaktadır. Menopozun bu kötü etkilerini minimum seviyeye indirgemek için yapılması gerekenler dengeli ve düzenli bir beslenme, bol su tüketimi ve bol fiziksel aktivite. Menopoz sonrası vücudun tüm hormon dengesi değiştiği için insülin seviyelerinde de farklılıklar oluşur bu nedenle basit şeker ve gereksiz karbonhidrat tüketiminden uzak durmalıyız. Ayrıca şeker ve karbonhidrat fazlasının vücutta yağ olarak depolandığını unutmamalıyız. Karbonhidrat tüketirken kompleks karbonhidrat diye belirtilen tam tahıllar tercih etmeliyiz. Böylece hem kan şekeri dengesi korunur hem de posa alımı artmış olur. Bol sebze – meyve tüketimi de posa alımını arttırdığı gibi vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin bir beslenme sağlamaktadır. Kalp ve kolesterol hastalıkları riskinin arttığı bu dönemde yağ tüketimi konusunda dikkatli olmalıyız. Daha az yağlı etler tercih edilmeli, hayvansal kaynaklı ve katı yağlardan olabildiğince uzak durmalıyız, salataya eklenen yağ gibi görünen yağları kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Tabi ki kemik sağlığımız için en önemli besin öğesi kalsiyumdur. Kalsiyumun temel kaynağı olan süt grubu besinlere günde 2 – 3 porsiyon olarak tüketmeye özen göstermeliyiz. Yine kemiklerimiz için önemli bir element olan sodyum kaynağı tuzun tüketimine dikkat etmeliyiz. Günde 9 gr tuz tüketimi osteoporoz riskini oldukça ciddi bir oranda arttırmaktadır. Günlük 5 gr optimum tuz tüketimidir bu da 1 çay kaşığı tuzu ifade etmektedir. Beslenmemiz konusunda tüm bunları dikkate alıp günde 2 – 2,5 litre su tüketmeye özen gösterirsek ve günlük 30 – 40 dakika yürüyüş yapabilirsek menopozun yan etkilerini olabildiğince azaltmış hatta ortadan kaldırmış oluruz. Menopoz bir hastalık değildir onu hastalığa çeviren yediğimiz içtiğimiz yaşam tarzımızla bizleriz.
