kortizol stres hormonu

KORTİZOL HORMONU

Stres hormonu olarak da adlandırılan kortizol, böbreğin adrenal korteksi tarafından üretilen hayati bir katabolik hormondur. Gün boyunca kortizol kan glukozunu korur, enflemasyonu azaltır. Vücudumuzda karbonhidrat – yağ metabolizmasının düzenlenmesinde önemli görevleri vardır. Yağların, özellikle açlık durumlarında şekere dönüştürerek kana karışmasını sağlar. Enflamasyonla ilişkili yaygın doku ve sinir hasarını önler. Vücudun savunma sisteminde rol alan antikorların üretimini sağlar. Normal günlük işlevdeki olağanüstü rolüne ek olarak, kortizol stres yanıtında önemli bir rol oynamaktadır. Fiziksel veya psikolojik bir tehdidin varlığında, kortizol seviyeleri, strese neden olan uyaranlarla başa çıkabilmek veya tehlikeden kaçmak için gerekli enerjiyi ve substratı sağlamak için yükselir. Kortizol yüksekliği bu gibi durumlarda hayati rol üstlenmektedir.

Kortizolün Kilo Artışıyla ilişkisi

Daha önceki bazı çalışmalarda kortizol ile obezite veya kortizol ve metabolik sendrom arasında nedensel bir ilişki olduğu ileri sürülmüştür. Bu sonuçlar, kortizol ve insülinin, lipoprotein lipazın aktivasyonu yoluyla lipit birikimi üzerindeki doğrudan etkilerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yüksek kortizol, insülin direncine neden olabilecek glukoneogenezi  uyarır. Kortizol yüksekliğinde T4 hormonu T3 hormonuna dönüşemez ve hücre içine giremez, hücre içine giremeyen T3 hormonu tiroid fonksiyonlarında bozulmalar meydana getirebilir ve hipotiroidiye sebep olabilir. Tüm bu durumlar kilo almaya neden olan etmenlerdendir.

Kortizon İçeren ilaç Kullanan Bireyler Nelere Dikkat Etmelidir ?

Kortizon tedavisinin bilinen bazı yan etkileri; vücutta tuz ve su tutulumuna bağlı ödem, tansiyon yükselmesi, böbrek ve kalp yetmezliği, kemik erimesi, hipotiroidi, kas kütlesinin azalması, özellikle omuz ve bel çevrelerinde yağ birikimi, kan şekerinde dengesizlikler, kan şekerinin yüksek seyretmesi ve şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği ve siroz, mide asidinin artması ve midede ülser oluşumu, ülseratif kolit, divertikülit, lens bulanıklılığı ve glokom, peritonit, epilepsi şeklinde sıralanabilir.

Hızlı sindirim kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olur. Kortizon kullanan bireylerde kan şekeri yüksek seyrettiği için hızlı sindirilen besinlerden uzak durulmalıdır. Beyaz un, pirinç, şeker, patates (sıcak şekilde), meyve suları (taze olsa dahi), gazlı içecekler, pirinç, mısır, şekerli besinler, bazı meyveler (incir gibi) bu besinlerden bazılarıdır.

Kortizon böbreklerden tuz atımını azaltır. Böylece tuz vücutta olması gereken düzeyin üzerine çıkar, ödem, hipertansiyon gibi sorunlar oluşur. Bu durumu hafifletmek için yemekleri tuzsuz tüketmek, tuz içeren besinlerden (özellikle işlenmiş et, turşu gibi yoğun tuz içerenlerden) uzak durmak, beslenme düzeninde potasyum içeren besinlere yer vermek gerekir.

Sebze ve meyve kortizon kullanan bireylerde potasyum ve lif içeriğiyle oldukça önemlidir. Lif içeren diğer besinlerse baklagil ve tam taneli tahıllardır. Yalnız meyve ve tahıl tüketiminde sindirim hızına dikkat edilmeli ve glisemik indeksi düşük olanlar seçilmelidir.

Kortizon bağırsaklardan kalsiyum emilimini azaltır, kemiklerdeki kalsiyumun kana geçişini hızlandırır. Yani kemikteki kalsiyum depoları azalır bu da kemik erimesine sebep olabilir. Bu sebeple uzun süre kortizon kullananlarda belirli aralıklarla kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılmalı ve kalsiyum içeren besin tüketimi artırılmalıdır. Kalsiyum içeren besinlerin başında gelen süt ve süt ürünleri günlük 3-4 porsiyon tüketilmelidir. Kemik ve kasları sağlıklı tutmak için düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır.

Bilinen yan etkilerinden dolayı kortizon tedavisi korkulan bir durum haline gelse de beslenmede dikkat edilecek bazı noktalar sayesinde bu etkilerden kurtulmak ya da minimuma indirmek mümkün olmaktadır.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif