tiroid hastalıklarında beslenme

TİROİD HASTALIKLARINDA BESLENME TEDAVİLERİ

Tiroid bezi boynun ön bölümünde trakeanın her iki tarafına yerleşmiş, iki lob veistmus denilen bağlayıcı bir kısımdan oluşmaktadır.  Tiroid bezi bir endokrin bezdir, foliküler hücrelerinden iki hormon üretir ve dolaşıma salgılar.  Bu hormonlardan birine tiroksin (T4), diğerine   tiriiyodotironin (T3)   ismi   verilir. Tiroid bezinin çalışması beyinde bulunan ve hipofiz adı verilen bir bezden salgılanan tiroid uyarıcı hormon (TSH) ile kontrol edilir. 

Tiroid Hastalıkları Hangi Sıklıkla Görülmektedir?

Son yıllarda, epidemiyolojik çalışmalar, otoimmün hastalıkların modern toplumun önemli bir sorunu olduğunu belgelemişlerdir. Otoimmün tiroid hastalıkları, tiroid bezinde bulunan otoantijenlere anormal bir bağışıklık tepkisinden kaynaklanır ve bunlar genellikle diğer otoimmün hastalıklarla birlikte bulunurlar. Tiroid bezinin en yaygın işlev bozuklukları hipotiroidizm, Graves-Basedow hastalığı ve Hashimoto hastalığıdır. Hashimoto tiroiditi, tiroid bezinin birincil hipotiroidizminin ana nedeni olabilmektedir. Tiroid hastalıklarının tanı ve tedavisi sırasında beslenme durumunu değerlendirmek için antropometrik, biyokimyasal ve fizikokimyasal parametreler kullanılmaktadır.

Tiroid anormallikleri, popülasyonun önemli bir bölümünü etkilemektedir. Bununla birlikte, tiroid bozukluklarının yaygınlığı, şekli etnik ve coğrafi faktörlere bağlı değişkenlik göstermektedir. Çocuklar, yetişkinlere göre 10 kat daha az sıklıkla tiroid hastalığına yakalanmaktadır. En yüksek vaka sayısı yaşlı popülasyondadır.  Otoimmün tiroid hastalıkları vakalarının çoğu 45-65 yaş arası hastalarda teşhis edilmekte, ancak çocukları da etkileyebilmektedir. Kadınların Hashimoto hastalığından etkilenme olasılığı erkeklerden 10-20 kat daha fazladır. Tiroid iltihabı kalıtsaldır. Her iki cinste de hipotiroidizm prevalansı yaşla birlikte artar ve kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 5 kat daha yaygındır. Hipotiroidizm, açık veya subklinik hastalık olarak ikiye ayrılır. Hipotiroidizmin açık formu genel popülasyonun %0.1-2’sinde teşhis edilebilirken, subklinik hipotiroidizm kadın popülasyonun% 15’inde bulunabilir.

Hipertiroidi, yetişkin nüfusun yaklaşık % 2-3’ünde görülür. Patolojinin en yaygın şekli, vakaların % 75’ini oluşturan Graves hastalığıdır. Her yıl tahminen 30 ila 100 bin kişiye bu hastalık teşhisi konmaktadır. Hipertiroidi kadınlarda yaklaşık on kat daha sık görülmektedir. Hipertiroidi tanısında ortalama yaş 48’dir. Tedavi edilmeyen hastalık, kardiyovasküler bozukluklara ve artmış kemik erimesine neden olarak osteoporoza yol açabilir.

Tiroid Hastalıkları

a) Hipotiroidi

Hipotiroidi çoğunlukla vücutta tiroit hormonlarının yeterince üretilememesi veya nadiren hedef dokulara etki edememesi sonucu ortaya çıkan kronik bir durumdur. Hipotiroidi özellikle iyot yetersizliği olan bölgelerde sıklıkla görülen endokrin bir bozukluktur.

İyot yetersizliği olan bölgelerde iyot eksikliği; yetersizliği olmayan bölgelerde ise kronik otoimmün tiroidit olan Hashimoto tiroditi, hipotiroidiye neden olan en önemli sebeplerdir. Bunlara ek olarak tiroidektomi, çeşitli ilaçlar, boyun bölgesine radyoterapi uygulanması, radyoaktif iyot tedavisi, hipofiz tümörleri, hipofiz cerrahisi, infiltratif hastalıklar ve Sheehan sendromu da hipotiroidizm nedenleri arasındadır.

b) Hashimoto tiroditi

1912 yılında Hashimoto tarafından tanımlanmış, tiroid bezinin kronik inflamasyonuna bağlı gelişen otoimmün bir hastalıktır. Sıklıkla otoimmun nedenlere vücudun kendi dokularından birine bilinmeyen nedenlerle yabancılaşması ve bu “yabancı” dokuyu bağışıklık sistemiyle vücuttan uzaklaştırmaya yönelik girişimler yapması sonucunda oluşan hastalıktır.

c) Guatr

Tiroit bezinin büyümesidir. İyot eksikliğinin guatra sebep olduğu gösterilmiştir. Yükselmiş TSH seviyeleri etiyolojide rol alır. Guatrın etiyolojisi multifaktöryeldir. Genetik ve çevresel faktörler etiyolojide yer alır.

d) Hipertiroidi

Tiroitlerinin gereğinden fazla çalışması durumudur. Bu hastalıkta fazla çalışan metabolizma ile beraber kilo kaybı, sinirlilik, sıcağa karşı tahammülsüzlük, aşırı terleme, uyku bozukluğu, kalp hızında artış gibi durumlar görülebilir.

e) Graves Hastalığı

Tiroid bezinin nedeni bilinmeyen otoimmün hastalığıdır. Tiroit bezi devamlı olarak uyarılır ve aşırı hormon üretimi olur. En belirgin

Tiroid Hastalıklarında Diyet Tedavisi

Tiroid fonksiyonlarında bozukluk olan bireylerde farmakolojik tedavinin dışında beslenme alışkanlıkları değiştirilerek tedavi desteklenmelidir. Uygun diyet, hastalığın semptomlarının hafifletilmesine, sağlıklı kilonun korunmasına ve yetersiz beslenmenin önlenmesine yardımcı olur. Tiroid hormonu eksikliği durumunda vücuttaki metabolizma hızı yavaşlar; besinin sağladığı enerjinin çoğu yağ dokusunda depolanır, bu da aşırı kilo ve obezitenin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu nedenle dengeli bir zayıflama diyetinin tedavisinin başlatılması önerilir. Hipotiroidizm diğer hastalıklarla birlikte ortaya çıkarsa, hastalığa uygun bir diyet uygulanması önerilir. Diyet tedavisine başlamadan önce tiroid hormon konsantrasyonlarının normale döndürülmesi önemlidir, çünkü eksiklikleri metabolizmayı geciktirebilir. Normal vücut ağırlığına sahip hipotiroidili hastaların tedavisine enerji alımının azaltılması dahil edilmemelidir.

Hipotiroidizmin tedavisi esas olarak hormon tedavisine dayanır. Sentetik tiroid hormonu analogları sabah aç karnına, yemekten yaklaşık 30 dakika önce alınmalı ve bir bardak su ile alınmalıdır. Demirin levotiroksin emilimini engelleyebildiği gözlenmiştir. Gastrointestinal sistemden levotiroksin emilimini engelleyen diğer faktörler, yüksek lifli diyet, vejeteryan diyet olabilmektedir.

Hashimoto hastalığında beslenme tedavisi, hipotiroidizmde diyet tedavisi ilkelerine dayanmalıdır. Aşırı kilolu veya obez hastalarda diyet enerjisi değeri, metabolizmanın azalmasına neden olabileceğinden büyük ölçüde azaltılmamalıdır. Antiinflamatuvar aktivitenin besin kaynağı da dikkate alınmalıdır çünkü PUFA omega-3 ve antioksidan vitaminler gibi takviyeler hastalığın semptomlarını hafifletebilir.

Hipertiroidizmde dengeli beslenme, farmakolojik tedaviyi destekleyen bir faktördür. Bu tür bir tedavinin birincil hedeflerinden biri, uygun bir kiloyu korumaktır. Aşırı metabolik süreçler, aşırı vücut ağırlığı kaybından sorumludur. Hastalığın seyrine bağlı olarak tedavi farklıdır ve diyette enerji alımı yüzde onlarca kadar artabilir. Ayrıca, şiddetli protein katabolizması nedeniyle diyetteki protein alımının artırılması önerilmektedir. Hipertiroidizm ayrıca yağ dokusu kaybı ile de ilişkilidir. Bu, kan serumunda artan serbest yağ asitleri ve gliserol konsantrasyonuna yol açan artan lipolizin bir sonucudur; azalmış kolesterol konsantrasyonu da gözlemlenebilir. Çok düşük yağ alımı, bağışıklık sisteminde işlev bozukluklarına ve yağda çözünen vitamin emiliminde bozulmaya neden olur. Hastalığın seyrini ve beslenme durumunu etkileyen uygun miktarda vitamin sağlamak da önemlidir. Antioksidan vitaminler, tiroid bezinin çalışmasını olumsuz etkileyen oksidatif stresi azaltır. Farmakolojik olarak tedavi edilen Graves hastalığı olan hastalarda antioksidan takviyesi, hastalığın klinik semptomlarının azaltılması üzerinde olumlu etkilere sahip olabilmektedir.

Sonuç olarak tiroid hastalıkları kompleks bir yapıya sahip olup vücut üzerinde etki mekanizmaları hastalığın türüne göre değişkenlik göstermektedir. Doktor tarafından konulan teşhis ve devamında hastalığı göre uygulanan tedavinin yanında tıbbi beslenme tedavisi de önem taşımaktadır. Yine hastalığın türüne göre de tıbbi beslenme tedavisi de değişkenlik göstermekte olup, hastalığın seyrine göre eşlik eden diğer hastalıklar da dikkate alınması gerektiğinden bu süreçte diyetisyenle birlikte çalışmak önemlidir.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif