propolis

Propolisin Sağlık Üzerine Etkileri

Propolis arıların farklı bitki türlerinden biriktirdiği reçineli bir yapıya sahip bir maddedir. Bal arıları propolisi, bitkilerin yaprak sürgünü, dal ve gövde kısımlarından topladıkları resin maddesiyle, vücutlarında ürettikleri bal, balmumu, polen ve yutak enzimlerini karıştırarak hazırlamaktadır. “Propolis” kelimesi Yunancadan gelmekte olup “pro” için savunma, şehir veya topluluk “polis” veya arı kovanı anlamına gelmek üzere türetilmiştir.

Propolis, deliklerin ve çatlakların kapatılmasında ve arı kovanının yeniden inşasında işlev görür. Ayrıca kovanın iç yüzeyini yumuşatmak, kovanın iç sıcaklığını (35 ° C) korumak, yırtıcı hayvanların hava şartlarını ve istilasını önlemek için kullanılır. Propolis genellikle ısıtıldığında yumuşak ve yapışkan hale gelir. Aynı zamanda hoş bir kokuya sahiptir. Propolis ve özleri, antiseptik, anti-enflamatuar, antioksidan, antibakteriyel, antimikotik, antifungal, ülser önleyici, antikanser ve bağışıklık sistemini düzenleyici özellikleri nedeniyle çeşitli hastalıkların tedavisinde çok sayıda uygulamaya sahiptir.

Propolisin yapısında 180 farklı bileşik tanımlanmıştır. Esas olarak reçine (% 50), mum (% 30), uçucu yağlar (% 10), polen (% 5) ve diğer organik bileşiklerden (% 5) oluşur. Fenolik bileşikler, esterler, flavonoidler, terpenler, beta steroidler, aromatik aldehitler ve alkoller, propoliste bulunan önemli organik bileşiklerdir. Propolis ayrıca B1, B2, B6, C ve E vitaminleri gibi önemli vitaminleri ve magnezyum, kalsiyum, potasyum, sodyum, bakır, çinko, manganez ve demir gibi faydalı mineralleri de içerir. Propolis içerisinde çeşitli birkaç enzim de mevcuttur.propolisin kimyasal yapısı bal arılarının ziyaret ettiği bitki çeşidine, coğrafyaya ve mevsime göre çeşitlilik göstermektedir.

Elde edilmesi sırasında mümkün olduğu kadar saflığının ve doğallığının korunmasına özen gösterilmesi gereken propolisin, hasat noktasından işlenmesine kadar en yüksek biyolojik yararlılığı sağlayacak şekilde işlem görmesine dikkat edilmelidir. Ürüne dönüştükten sonra muhafaza koşullarına uyulmalı, özellikle yüksek sıcaklık ve ışıktan korunmalıdır.Propolis kovandan çıktığı ham haliyle tüketilebilir özellikte değildir. Kovanda balmumu ile karışık halde, oldukça sert bir üründür. Bu haliyle vücudumuz propolisi yalnızca %2 oranında sindirebilmektedir. Dolayısıyla propolisinbiyoyararlılığını arttırmak ve insan tüketimine uygun hale getirmek gereklidir. Bunun için mutlaka uzmanlar tarafından uygun koşullarda ekstraksiyon yani özütleme işlemi yapılmalıdır. Bilinen bir yan etkisi olmamakla beraber, çok nadiren alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu durumda kullanılmamalı, kullanılmadan önce de mutlaka hekime başvurulmalıdır. Propolis ağız, burun, anüs, vajen ve deri yoluyla kullanılabilir. Damla, hap, draje, kapsül, macun, sakız, gargara formunda ağızdan, buharlaşma yöntemiyle burundan, fitil, sabun ve merhem ile anüs ve vajinadan, krem, merhem, losyon, sprey, sabun, şampuan olarak deriden uygulama yapılarak kullanılabilmektedir.

İçerisinde sağlığa pek çok yararı olan fenolik bileşikleri içermektedir.Çeşitli fenolik bileşikler, antioksidan, antimikrobiyal, antiviral, antiinflamatuvar, antifungal, yara iyileşmesi ve kalbi koruyucuözellikleri dahil olmak üzere arı ürünlerinin fonksiyonel özelliklerine katkıda bulunmaktadır.

Doğal antibiyotik olarak tanımlanan propolisin 21 bakteri, 9 mantar, 3 protozoa ve çok sayıda virüs türü üzerinde engelleyici etkisi bulunmuştur. Kuvvetli antioksidan, antiseptik, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antikanser ve antiinflamatuvar etkisi nedeniyle çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir. Klinik çalışmalar propolisin solunum sistemi enfeksiyonları (bronşit, KOAH, influenza), deri hastalıkları (herpes, deri mantarları, alerji, yanık, deri ülseri, apse), diş ve diş eti rahatsızlıkları (diş eti çekilmesi, ağız yaraları), kulak, burun ve boğaz enfeksiyonları, sindirim sistemi hastalıkları (parazit, kolit, mide ülseri, reflü), kadın hastalıkları (vajinal ve servikal rahatsızlıklar) ve üriner sistem hastalıkları (idrar yolu iltihabı) üzerinde etkili olduğunu göstermiştir

Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkisi

Propolisin önemli bir sindirim sistemi hastalığı olan peptik ülsere karşı koruyucu ve tedavi edici etkisi bilinmektedir. Özellikle bir tür propolisteyer alanbir madde nedeniyle laksatif özelliğe de sahip olduğu belirlenmiştir.

Jinekoloji Yönünden Etkisi

Propolis özellikle kronik vajinit tedavisinde alternatif tedavi olarak düşünülmektedir. Mantar önleyici (anitfungal) aktiviteye sahiptir. Yüksek antibakteriyal etkisi nedeniyle propolis idrar yolu enfeksiyonlarında başarıyla uygulanmaktadır. İdrar yolu enfeksiyonlarında propolistedavisinin uygulanmasıyla hastalık etkili şekilde tedavi edilmekte ve tekrarlanma olasılığı düşmektedir

Dolaşım Sistemi ve Kalp Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

Yoğunlaştırılmış propolisekstraktı, kan basıncını düşürmekte, tansiyonu dengelemekte, sakinleştirici etki yaratmaktadır. Propoliste bulunan bileşiklerin kılcal damarları kuvvetlendirdiği ve kan yağları üzerinde düşürücü aktivite oluşturduğu belirlenmiştir. Kandaki toplam kolestrol, trigliserid ve düşük yoğunluklu lipoproteini (LDL) azaltan propolisekstraktı, kalp üzerinde koruyucu etki göstermektedir.

Ağız Sağlığı Üzerindeki Etkisi

Ağız boşluğu, bol miktarda bakteriyel mikrofloraya sahiptir ve aşırı bakteri üremesi, ağız hastalıkları gibi çeşitli durumlara yol açabilir. Çalışmalar, propolisinantibakteriyel özellikleri nedeniyle bakteriyel plak gelişimini ve periodontite neden olan patojenleri kısıtlayabileceğini göstermiştir. Propolis özleri, bir bireyin ağırlıklı olarak kötü ağız hijyeni nedeniyle rahatsız edici nefes aldığı bir durum olan ağız kokusunun iyileştirilmesine de yardımcı olmuştur. Propolis diş macunu veya gargara, diş eti iltihabına ve periodontite neden olan bakteriyel plak ve patojenikmikrofloranın büyümesini azaltma kabiliyetleri için kullanılır. Bu nedenle propolis tedavi edici bir ajan olarak da rol oynar. 

Kanser Üzerindeki Etkisi

Propolisin kanser hücrelerine etkisi üzerine son yıllarda yoğun şekilde araştırmalar yapılmaktadır. Propolisin çeşitli kanser hücrelerine etkili olması nedeni ile kanser tipinden bağımsız etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu etkiyi sağlayan ve propoliste bulunan en önemli maddeler kuersetin, kafeik asit ve klerodanditerpenoiddir. Kafeik asit esterlerinin tümör oluşumunu kimyasal olarak engellediği belirlenmiştir. Propolisin kanser üzerine etkisi özellikle bağışıklık sistemini düzenleyici ve güçlendirici etkisinden kaynaklanmaktadır.

Bir çalışma, propolisin insan meme kanseri hücrelerinde apoptozuteşvik ederek antitümör aktivitesi nedeniyle insan meme kanseri tedavisine yönelik potansiyele sahip olduğunu göstermiştir. Ancak bu bulguların aksine, mesane kanserinde propolisin yüksek dozlarda kullanımının zararlı sonuçlar oluşturabileceği rapor edilmiştir.

Kanser tedavisinde radyoterapi uygulanması halinde, hastanın propolis kullanması önerilmektedir.Ayrıca propolis vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendiren özelliği nedeniyle, kanserli hastanın vücut fonksiyonlarını desteklemekte, hastanın vücut direncini artırmaktadır. Propolisin kanser tedavisinde konvansiyonel cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi eşliğinde tamamlayıcı destek tedavi olarak, hekim kontrolünde, etik ve sorumluluk anlayışı gözetilerek, temkinli doz ve sürede kullanımına dikkat edilmelidir.

Nöroloji Alanındaki Etkisi

Polifenollerin yaşlanma üzerine etkili olan oksidatif stresi azaltıcı ve sinir hücrelerini koruyan rolü nedeniyle her geçen gün artan ilgi gördüğü ve propolisin en iyi polifenol içeren kaynaklarından biri olduğudüşünüldüğünde bile, geriatrik ve nörolojik pek çok hastalıkta propolisin potansiyel olumlu sonuçları görülmektedir.

Dermatolojik Etkisi

Propolis, krem ​​ve merhem gibi dermatolojik ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Cilt bakım ürünlerinde kullanımı, anti-alerji, anti-inflamasyon, antimikrobiyal özellikleri ve kollajen sentezi üzerindeki teşvik edici etkisine dayanmaktadır. Propolis ayrıca dokuların kolajen içeriğini artırarak iyileşme sürecinde yaraların iyileşme sürecinde olumlu etki göstermektedir. Bir çalışma, propolisin, özellikle insan diyabetik ayak ülseri gibi koşullar altında yara kapanmasını teşvik etmek için yara iyileşmesi için alternatif bir tedavi olarak kullanıldığını göstermiştir. Deri enfeksiyonlarının, yara ve yanıkların tedavisinde kullanılan antimikrobiyal özellikteki su bazlı propolisin cilt tarafından hızla emildiği ve kaliteli iyileşmenin görüldüğü ortaya konulmuştur.

Solunum yolu Üzerindeki Etkisi

Propolisin solunum sisteminin mikrobik hastalıklarına karşı güçlü antibakteriyel etkisi saptanmıştır. Bu bakımdan grip, zatürre, bronşit, tüberküloz gibi solunum yolu hastalıklarında olumlu etkileri bulunmaktadır.

Sonuç olarak; propolisin elde edildiği bitki kaynağı, üretim şekli, mevsimi, işlenmesi, pazarlaması, tüketimi, tıpta kullanımı ile farklı disiplinlerin birlikte çalışmasını gerektirmektedir. Propolisin etkilerini belirleyebilmek için yapılan araştırmalar genel olarak hayvanlar üzerinde yoğunlaşmış ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Ancak, propolisin insan sağlığı üzerine etkilerinin belirlenmesine yönelik yapılan araştırmaların, daha geniş kapsamlı olması gerekmektedir. Propolisin bir ilaç olmadığı, tıbbi tedaviyi destekleyici nitelikte olduğu, ancak doktor kontrolünde ve tavsiyesinde kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif