kanser tedavisinde beslenmenin önemi

Kanser Tedavisinin Yan Etkileri ve Beslenme

Kanser, sağlıklı hücrelerin fonksiyonunun bozulması, ve sağlıksız hücrelerin büyüyüp yayılmasıyla karakterize bir hastalıktır.

Dokularda oluşan tümörler bening ve malign olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Oluşan tümör büyüyüp olduğu yerden farklı dokulara yayılmaz ise bening tümör olarak adlandırılır ve herhangi bir hastalığa sebep olmaz. Yalnızca bulunduğu dokularda şekil bozukluklarına sebep olabilir. Ancak tümör büyüyüp farklı dokulara yayılıyorsa bunlara malign tümör denir. Kansere sebep olan tümör çeşidi malign tümörlerdir.

Tüm kanser türlerinde tedavi hastanın yaşına, eşlik eden hastalıklarına, kanser türüne ve evresine göre planlanmaktadır. Tedavi uzun ve multidisipliner bir süreçtir. Hastanın hem fizyolojik hem mental sağlığı için bu süreç iyi yönetilmelidir. Tedavide uygulanabilecek yöntemler cerrahi, radyoterapi ve endokrin tedavi, kemoterapi gibi sistemik tedavilerdir.

Kemoterapi, oluşan kanser hücrelerinin kemoterapötikler kullanılarak öldürülmesini

hedefleyen tedavi yöntemidir. Genellikle radyoterapi ve cerrahi yöntemiyle kombine olarak uygulanır.

Kemoterapi tedavisi boyunca en sık görülen yan etkiler ve beslenme önerileri aşağıda belirtilmiştir:

Bulantı/kusma: Bulantı ve kusmanın fazla olduğu ve besin alımını engellediği durumlarda beslenmeye yağsız, kuru gıdaları eklemek faydalı olabilir. Sade kraker, yağsız kek, sossuz makarna, az kızarmış ekmek, soğuk çorba, ayran, haşlanmış patates, leblebi tercih edilebilir.

Ağız içi yaralar: Bu durum beslenmeyi zorlaştırıp hastanın iştahında azalmaya sebep olabilir. Yaralar iyileşene kadar yumuşak, çiğneme gerektirmeyecek, besleyiciliği yüksek besinler tercih edilmeli; tahrişi engellemek için tuzlu, acılı, baharatlı, asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır.

Tat ve koku duyusunda değişiklik: Bu durum iştah azalmasına sebep olabilir. Besinleri baharat ve tat vericilerle çeşnilendirerek hazırlamak bu durumun azalmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte, yemek yenilen tabak, çatal, kaşık gibi malzemelerin plastik veya porselen tercih edilmesi, dişlerin düzenli fırçalanması, yemek pişirilen ortamda bulunulmaması, besinlerin soğuk tüketilmesi gibi öneriler de fayda sağlayabilir.

İştahsızlık: İştahsızlık besin tüketiminin azalmasına ve güçsüzlük, istenmeyen ağırlık kaybı gibi durumlara sebep olabilir. Bu durumun önüne geçmek için az ve sık beslenme, öğün sırasında sıvı tüketmeme, öğünlerde düşük hacimli yüksek enerji ve proteinli besinlere (kuruyemiş, peynir, yumurta, fıstık ezmesi gibi) öncelik verme, yemekleri sevilen bir atmosferde yeme gibi öneriler uygulanabilir.

İstenmeyen ağırlık artışı: Ağırlık kaybı kadar ağırlık artışı da kontrol edilmesi gereken bir durumdur. Özellikle meme kanseri gibi hormon tedavisi ve kemoterapinin birlikte verildiği hastalarda istenmeyen ağırlık kazanımı ve yağ kütlesinde artış görülebilir. Böyle durumlarda, porsiyonlar küçültülmeli, doktorun izin verdiği ölçüde fiziksel aktivite yapılmalı, tüketilen yağ miktarı azaltılmalı ve sağlıklı yağlar tercih edilmeli, tüketilen posa miktarı artırılmalı, yüksek kalorili atıştırmalıklar yerine besleyici ve doyurucu seçenekler tercih edilmelidir. Beslenmede fazla kısıtlamaya gidilmemeli yeterli vitamin ve mineraller, protein, karbonhidrat ve yağ miktarı mutlaka sağlanmalıdır.

Tüm bu yan etkilerin azaltılabilmesi için mutlaka doktor-diyetisyen işbirliğinden faydalanılmalıdır.