Diyetlif Bağırsak sistemimize yerleşerek, sağlığımız için olumlu etkiler yaratan bakteriler, probiyotik bakteri olarak adlandırılır. Probiyotikler zararlı mikroorganizmalara karşı inhibitör maddeler üreterek (bakteriosinler, organik asitler vb.) besin rekabeti yaparak, tutunmalarını zorlaştırarak, kanserojenik ve mutajenik bileşiklere dönüşebilen toksinlerini parçalayarak etkili olurlar. Ayrıca probiyotikler vücut ve bağışıklık sistemi için yararlı bileşikler (vitaminler, biyoaktif peptitler, imünoglobüler proteinler) üreterek de genel sağlığa faydalı olurlar.
400 den fazla çeşidi bulunan probiyotik mikroorganizmalar pek çok besinle vücudumuzu alınabilmektedir. Özellikle fermantasyon(mayalandırma) işlemi ile üretilen gıdalar başlıca probiyotik kaynaklarıdır.
Kış aylarına hem lezzet olarak yakışan hem de gribe karşı koruyucu etki gösteren turşu, şalgam suyu bu besinler arasındadır. Bunlara ek olarak özellikle evde mayalanmış( sağlık ve hijyen koşullarına uygun olarak üretildiğinden emin olunmalı) yoğurt, kefir ise temel probiyotik kaynaklarıdır. Sağlıklı ve verimli bir kış geçirmek için daha gribal enfeksiyonlara yakalanmadan bu besinlerin tüketimine özen gösterilmelidir. Yoğurt ve kefiri her gün, turşu ve şalgam suyu gibi besinleri ise (tansiyon ve böbrek rahatsızlıklarımız yok ise) sıklıkla tüketmeliyiz.
Bu besinlerin dışında yine fermente özellikte olan kelle paça, işkembe gibi sakat at çorbaları ile tarhana çorbası da oldukça etkili probiyotik besinlerdendir. Fakat söz konusu sakat at olduğunda yine temizlik ve hijyeninden emin olunmalıdır.
Probiyotikler dışında, gribal enfeksiyonlara karşı dirençli durabilmek için mevsim sebze-meyvelerini tüketmeye özen göstermeliyiz. Soğuk kış şartlarına dayanmak için bünyesinde doğal koruyucu maddeler barındıran kış sebzeleri bizi de koruyucu etki gösterecektir.
Tüm bunlara ek olarak öğün atlamamak, enerji olsun diye karbonhidratı bol değil vitamini bol beslenmek ve hava soğuk diye bol su içmeyi unutmamak gribal enfeksiyonlara karşı en büyük savaşçılarımız olacaktır.
