sirkadiyen ritim

SİRKADİYEN RİTİM VE BESLENME

Sirkadiyen ritim bizim kısaca biyolojik saatimizdir yani vücudumuzdaki davranışları, organları, hücreleri düzenleyen 24 saatlik kalıplardır. Bu ritimler sağlığı uygun seviyede tutabilmek için biyolojik olayları çevresel modellere göre düzenlerler. Yani bizim açlık-tokluk, uyku-uyanıklık gibi döngülerimizin tamamının düzenleyicisi bu ritimlerdir ve düzenin aksamasından etkilenirler.

Sirkadiyen ritimler beslenme ve açlık döngüsünü aktive ederler. Bu biyolojik saatler bizlerin besin algılama yollarıyla etkileşim halindedir ve 3 ana görevi vardır:

  1. Eğer bizler her gün düzenli aynı saatlerde besleniyorsak yani besin beklenen zamanda vücuda giriyorsa, sirkadiyen saat yanıt oluşturarak denge bozulmadan tepki verir.
  1. Eğer beslenme beklenmedik bir zamanda gerçekleşiyorsa, yani örneğin gece geç saatlerde bir şeyler tüketiyorsanız yine besin algılama yolları bu gelen uyarıyı ayarlamak için sirkadiyen ritimleri çalıştırır, düzeni ona göre ayarlar ve en önemli nokta olarak artık sonraki günlerde de vücut tam o saatlerde besin beklemeye başlar, besin tüket uyarısı verilir. Yani vücut o saatlere alışır. Bu yüzden ertesi günlerde de gece geç saatlerde acıktığınızı hissedebilir veya bir şeyler atıştırma ihtiyacı duyabilirsiniz. Bu da aslında düzenli yemek saatlerinde beslenmenin ne kadar önemli olduğunu açıklayan ana işlevlerden biridir.
  1. Son ana işlev olarak, sirkadiyen ritimler besinlerin sindirilmesine yardımcı olmak için sinyaller gönderir ve vücuda gelen besinleri yönetir. Fakat sindirim uyarıları bir kaç saat sonra azalır ve vücut dinlenmeye geçer. Yani aslında vücudumuz bize optimal bir metabolizma sunabilmek için beslenmeye sınırlı zaman ayırır. Bu da göstermektedir ki bir öğün bittikten sonra zaman vermeden sürekli ufak ufak bir şeyler atıştırmak da vücut dengesini bozmaktadır.

Bu 3 ana işleve bakıldığında gıdanın zaman sınırlarına uygun tüketildiği beslenme düzenlerinin uygun besin kullanımını sağladığı ve sağlığı daha da iyileştirdiği düşünülmektedir. Sirkadiyen ritim ve beslenme ilişkisinin negatif yönde etkilenmesinin, obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon, metabolik sendrom ve kanser gibi hastalıkların altında yatan sebeplerden biri olacağı akıllara gelmektedir.

Sonuç olarak sirkadiyen ritim ve beslenme doğrudan ilişkilidir ve beklenmeyen zamanlarda tüketimler ve rutin olmayan beslenme düzenleri vücudun düzen mekanizmasını doğrudan etkileyip bozabilmektedir. Bu yüzden belirli beslenme pencereleri sağlayan ‘’Aralıklı Oruç’’ gibi beslenme modellerinin vücut için daha sağlıklı olabileceğini destekleyen çalışmalar bulunmaktadır.

KAYNAKÇA

1. Büşra A. A., Efsun K.. Öğün Zamanı Stratejisi: Zaman Kısıtlı Beslenme. J Health Pro Res 2020; 2(3):128-136

2.Voigt, R. M., Forsyth, C. B., Green, S. J., Engen, P. A., & Keshavarzian, A. (2016). Circadian Rhythm and the Gut Microbiome. Gut Microbiome and Behavior, 193–205

3. Chaix, A., Manoogian, E. N. C., Melkani, G. C., & Panda, S. (2019). Time-Restricted Eating to Prevent and Manage Chronic Metabolic Diseases. Annual Review of Nutrition, 39(1). doi:10.1146/annurev-nutr-082018-124320 

4.Şerife A. , Gamze A.. Aralıklı Açlık Diyetlerinin Ağırlık Denetimi ve Sağlık Çıktıları Üzerindeki Etkisi. Sdü Sağlık Bilimleri Dergisi / Cilt 10 Sayı 2 / 2019

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif