KANSERDEN KORUNMAK İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ

Yaşamsal faaliyetlerin devamı için canlı vücudunda hücreler kendilerini sürekli olarak yenilemektedir. Yenilenen hücrelerinin yanında, terminal dönemini tamamlayan hücreler ise apoptoza uğrayarak yerlerini yeni hücrelere bırakmaktadırlar. Bu denge, sağlıklı bir vücutta genler ile kontrol edilmektedir. Ancak, çoklu faktörlerin etkisiyle bazen bu denge bozulmakta ve hücreler kontrolsüz olarak çoğalmaya başlamaktadır. Kanser, kontrolsüz bölünen anormal hücrelerin diğer dokuları da istila edebildiği durumlar için kullanılan bir terimdir. Kanserin birçok farklı tipi olmakla beraber, kanser türü çoğu zaman ilk ortaya çıktığı organın adını almaktadır.

Kanser, son yıllarda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli toplumsal sağlık sorunlarından biridir. Dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alan kanserin, 2030 yılına kadar hızla artarak birinci sıraya yerleşeceği öngörülmektedir. Globocan 2012 verilerine göre 2012 yılında Dünya’da toplam 14.1 milyon yeni kanser vakası gelişmiş ve 8.2 milyon kansere bağlı ölüm gerçekleşmiştir. Bu şekilde kanser artış hızının devam etmesi durumunda, Dünya nüfusunun artışına ve nüfustaki yaşlanmaya bağlı olarak 2025 yılında toplam 19.3 milyon yeni kanser vakası olacağı söylenmiştir.

Kanser oluşturan nedenler içinde, çevresel nedenler ve genetik nedenler bulunmaktadır. Çevresel nedenlerin arasında en önemli faktörler sigara, tüketilen yiyecekler, obezite, hormonlar, virüsler, fiziksel ve kimyasal ajanlar gösterilebilmektedir. Farklı kaynaklara göre kanserin beslenmeyle ilişkisi %10-70 arasında değişip, ortalama %35’tir. Yetersiz ve dengesiz beslenen, yeterince fiziksel aktivite yapmayan, sedanter yaşayan ya da obez olan bireylerde kanser riski artmaktadır. Fazla yağlı yiyeceklerle beslenme tarzı kolon, uterus, prostat kanserine yakalanma riskini artırmaktadır. Fiziksel aktivite yapmayan ve obez olan bireylerde ise meme, kolon, özofagus, böbrek ve uterus kanseri riski artmaktadır. Besinler kanserden koruyucu özellikleri olanlardan kansere yol açanlara kadar oldukça geniş bir alana sahiptir.

Kanserden korunmada en önemli faktörlerden biri uygun vücut ağırlığında olmaktır. Yaşa, cinsiyete, boya uygun olacak şekilde uygun ağırlıkta ve yağ oranı seviyesinde olmak önemlidir. Ayrıca fiziksel aktiviteye önem verilmeli sürdürülebilir bir egzersiz ile fiziksel aktivite artırılmalıdır.

Beslenme yukarıda da belirtildiği gibi kanserden korunmada büyük oranda önemli bir etkiye sahiptir. Temel öncelik yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmedir. Bunun için:

  • Yeterli miktarda protein alınmalı, kırmızı et gibi hayvansal protein alımı sınırlandırılmalı, kurubaklagil gibi bitkisel proteinlere beslenmede yer verilmelidir. Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş etlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Genel olarak beslenmemizde yağ alımı sınırlandırılmalı, sağlıklı yağlar tercih edilmelidir. Yapılan çalışmalarda omega-3 yağ asitlerinin kanser oluşma riskini azalttığı ve tedavi sırasında meydana gelen yan etkileri iyileştirdiği görülmüştür. Günlük besin alımına yağlı balıklar, ceviz, semiz otu gibi omega-3 yağ asidi kaynağı besinler eklenmeli bununla birlikte tereyağı, iç yağı, Hindistan cevizi yağı gibi doymuş yağların tüketimi kısıtlanmalıdır.
  • Beyaz un, şeker gibi basit karbonhidratlar yerine tam tahıllı ürünler, meyve, sebze gibi kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir. Böylece lif alımı ve aynı zamanda vitamin, mineral alımı da artırılmış olacaktır.
  • Günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Sebze ve meyveler bolca vitamin, mineral ve antioksidan içerdiğinden vücudumuzda kansere karşı risk oluşturan maddelerin uzaklaştırılmasında yardımcı olacaktır. Yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, brokoli, yer fıstığı, fındık, üzüm, soğan, sarımsak, domates gibi besinlere beslenmenizde sıkça yer verilmelidir. A, C ve E vitaminlerini antioksidan vitaminlerdir, bunları almak için yeşil ve sarı sebzeleri, bitkisel yağları öğünlerinizde sık sık tüketmeye çalışınız. C vitamini en çok, biber, turunçgiller, yeşil yapraklı sebzelerden roka, maydanoz, tere, domates ve çilek de bulunur. Çeşitlendirerek tüketmeye özen gösteriniz.
  • Antioksidan özelliği olan ve yine kansere karşı oldukça etkili olan selenyumun en iyi kaynakları ise su ürünleridir, özellikle balık haftada iki gün tüketilmeye çalışılmalı, balık tercihinizi ağır metal içeriğinden dolayı dip balıkları tercih edilmemelidir.
  • Besin hijyenine dikkat edilmeli, besinlerde oluşan küfler temizlenmelidir. Özellikle küflü yer fıstığı, baklagiller ve tahıl ta­nelerinin tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Tuz içeriği yüksek olan turşu ve salamura edilmiş besinlerden uzak durulmalıdır.
  • Besinlerin saklanması, hazırlanması ve pişirilmesi gibi bütün adımlarda tüm hijyen kurallarına uyulmalıdır.
  • Kafein içeriği yüksek içeceklerin tüketimi sınırlanmalıdır.
  • Buharda pişirme, fırınlama, haşlama gibi sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmeli, yağda kızartma, kavurmalardan kaçınılmalıdır.

Sonuç olarak birçok hastalıkta olduğu gibi beslenme kanserde de oldukça önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle doğru besinler seçerek, doğru saklama koşulları ve pişirme yöntemleri ile bu riskleri azaltılabilmektedir. Genetik, yaş, cinsiyet gibi faktörlerin önüne geçemesek bile en azından çevresel faktörlerin neden olduğu zararları ve hasarları azaltabiliriz. Bunu yaparken yediğimiz miktarlar kadar çeşitlilik de önemli, mümkün olduğunca her öğünde mutlaka dört besin grubuna da (et grubu, süt grubu, tahıllar, sebze ve meyve grubu) yer veriniz; böylece yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmiş olacaksınız.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif