Yalnızlık, ruhun orucu nasıl tutulur?

Her insanın kendiyle kalabilmeyi becerebilmesi ruhsal gelişimi açısından çok önemlidir. Bu ruhun ihtiyacıdır. Fakat yalnızlık insana öyle ürkütücü gelir ki bundan sürekli kaçınır. Kaçınmak içinde kullandığı savunmalar sürekli ve aşırı yemek yeme, anlamsızca ve sürekli bir şeyler satın alma, seçim yapmaksızın ard arda  film ya ta dizi izleme, amaçsızca vitrinlere bakınmayı alışkanlık edinme, sürekli ve çok yoğun çalışma ya da durmaksızın arkadaşlarla buluşma vb. şeklinde kendini gösterir. Bu tür davranışlar bir kaygının göstergesidir. Yalnız kalma kaygısı. Halbuki insanın bir “es” e ihtiyacı vardır. Durmak bazen güzel bir eylemdir.

Kaç tür yalnızlık vardır?

Yalnızlık konusuna açıklık getirebilmek, kavramın karmaşıklığı nedeniyle bazı güçlükleri de beraberinde getirir. Her şeyden önce, yalnızlık öylesine acı veren ve ürkütücü bir duygudur ki, insanlar bu duyguyla yüzleşmemek için her türlü çabayı gösterirler. Yalnızlık deyince ruh bilimciler bunu birçok açıdan incelemeye çalışmışlardır.

  • Bir insanın tek başına yaşaması biçimindeki somut yalnızlık,
  • kendi toplum grubuna yabancılaşma biçimde yaşanan yalnızlık,
  • çevresi tarafından itilme sonucu yaşanan yalnızlık,
  • bir insanın çevresi ile ilişkilerini en aza indirerek kendi seçimi ile yaşadığı yalnızlık,
  • insanın kendisini anlaşılmamış ve kimsesiz hissettiği gerçek yalnızlık ,

bunlar gibi birbirinden çok farklı yaşantıların tümü “yalnızlık” sözcüğüyle dile getirilir.

Olumlu yönde yalnızlık

Çevresiyle uyumunun bozulduğu bu tür yalnızlık yaşantılarına karşıt olarak, bir insanın kendi seçimiyle ve “geçici” olarak yalnızlığa çekilmesi ise çoğu kes yapıcı ve yaratıcı sonuçlar doğurur. Yaratıcı insanlar yapıtlarını ya da buluşlarını ancak böylesi yapıcı bir yalnızlık sürecinde ortaya çıkarabilirler. Bir başka deyişle, yaratıcı kişi, gerektiğinde yalnız kalabilmekten korkmayan insandır. Yaratıcı insan ancak yalnız kalabildiği zaman içsel dünyasının zenginliklerine inebilir ve bunları sonradan müzik, görsel sanatlar, edebiyat ya da bilimsel ve teknolojik buluşlar olarak bize ulaştırabilir. Bundan ötürü, gerçek anlamda yaratıcı bir insan yaratıcılık sürecini yaşarken kendisini yalnız hissetmez; yaratmakta olduğu ürünün diğer insanlar tarafından anlaşılabileceği ve kabul edileceği umudunu taşıdığından, aslında yalnız değildir.

yalnızlık

Yalnız Kalma Kapasitenizi Geliştirin

İnsan yalnızlığından illa bir buluş ya da sanat eseri yaratması gerekmez. Yalnız kalma kapasitesini geliştirerek kendi içinden yeni bir kendi yaratır. Başa çıkamadığı durumlar var varsa önce kendine çekilmek bu süreci olumlu şekilde atlatması için en yaratıcı çözümleri üretmesine yardımcı olur. Bu süreç içsel dünyasını dinlemesini sağlar, unuttuğu kendisiyle karşılaşmasıdır.

Ne var ki, bu tür bir yaratıcı yalnızlığı yaşayabilen insanların sayısını çok sınırlıdır. İçinde yaşadığımız kültürde, çoğunluğu oluşturan çevreye yönelik insanlar için yalnızlık öyle ürkütücü bir durum olarak algılanır ki, bu korku, insanın arada bir tek başına kalmasının olumlu yönlerini görebilmelerine fırsat vermez.

Biraz durun, içinize dönün, yürüyüşe çıkın, insanlardan, işten, ilişkiden, sorunlardan biraz kendinizi uzaklaştırın, yeni müzikler keşfedin, vücudunuzla ilgilenin, telefona az bakın, okumak istediğiniz kitaplara, izlemek istediğiniz filmlere yavaş yavaş göz atın ha birde içinizdeki çocuğa ve hayallere kulak vermeye çalışın bakalım ne olacak.