gizli açlık

Gizli Açlık Farkındalığı

Açlık kavramının zihninizde çağrıştırdığı farklı durumlar söz konusu olabilir. Bireylerin öğün aralarında geçici süre yaşadıkları besin arayışına iten fizyolojik süreç de açlık olarak tanımlanabilir, dünya genelinde açlık sınırının altında yaşayan, besin bulmada sorun yaşayan ve ölüm ve hastalık riski ile karşı karşıya bireylerin durumunu genel olarak yansıtan durum da açlık olarak isimlendirilebilir. Biz bugün biraz daha ikinci olarak bahsettiğim tanım ve bu kavramla birlikte kullanılan “gizli açlık”tan konuşacağız.

Gizli Açlık nedir?

Gizli açlık, bireylerin enerji ve karbonhidrat, protein gibi makro besin ögesi gereksinimlerini karşıladıkları ancak vitamin ve mineralleri içeren besin ögesi gereksinimlerini karşılayamadıkları ve bu mikro besin ögelerinden yetersizlik durumuna sahip olduğu durumu ifade eden bir kavramdır.

Gizli açlık olarak nitelendirilen mikro besin ögelerinin yetersizliğinin oluşturduğu tablonun “gizli” olarak değerlendirilmesinin nedeni bu besin ögesi yetersizliklerinin sonuçlarının hızlıca gözlemlenmemesidir. Bu nedenle bu kavram klasik açlık ile karıştırılmamalıdır, çünkü gizli açlık durumu bireylerin klasik açlık tablosuna sahip olmadığı, yeterli enerji veya makro besin ögesi alması durumunda gözlemlenmektedir. 

gizli açlık nedir

Dünya’da ve Türkiye’de Gizli Açlık ne durumda?

Gizli açlık, hem küresel hem de ulusal anlamda bireylerin sağlık durumlarını olumsuz yönde etkileyebilecek oldukça önemli bir sağlık sorunudur. Dünya Tarım Örgütü ve Sağlık Örgütü’nün ortak yayınladığı rapora göre dünya genelinde yetersiz beslenen bireylerin sayısı 821 milyon veya her 9 kişiden 1’i olarak ifade edilmektedir.  Yeni kayıtlar Dünya genelinde uzun dönemli bir düşüş kaydedildikten sonra 2017’den itibaren yetersiz beslenen bireylerin sayısında bir artış olduğunu göstermektedir.

Dünya genelinde gizli açlık tablosunun içerisinde yer alan bireylerin sayısı da oldukça endişe verici; 2 milyar. Gizli açlığın neden olduğu tablo yetersizlik duyulan besin ögesine bağlı olarak şekillenmekle birlikte genel olarak hastalıklara karşı savunmasızlığın artışı, hastalık gelişimi, iyileşme sürecinin uzaması ve zorlaşması olarak tanımlanabilir.

Dünya Tarım Örgütü ve Sağlık Örgütü’nün ortak yayınladığı rapora göre dünya genelinde en çok yetersizliği görülen mikro besin ögeleri; Demir, İyot, A vitamini ve Folik Asit olarak gösterilmektedir. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre ise Türkiye’de en çok yetersizliği görülen mikro besin ögeleri; Demir, İyot ve D vitaminidir.

gizli açlık

Gizli Açlığı Sonlandırmanın Yolu nedir?

Dünya Tarım Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslar arası otoritelerin sürdürdüğü “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ni duymuş olabilirsiniz. Dünya genelinde yaşanan en büyük sorunların ele alındığı ve küresel çözümlerin arandığı hedeflerdir bunlar. 2015 yılında yayımlanan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 2. maddesi “açlığa son” olarak tanımlanmıştır. Burada dünya genelinde bireylerin hem açlık hem de gizli açlıktan kurtulması için adımların atılması hedeflenmektedir.

Sağlıklı beslenmeye gerekli önemin verilmesi diğer “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”nin de gerçekleşmesinde temel rol oynadığı 2. Uluslar arası Beslenme Konferansı’nda dile getirilmiştir. Ayrıca, bu süreçte temel adımların atılabilmesi ve gerekli kamuoyunun oluşturulabilmesi için 2016-2025 yılları Birleşmiş Milletler tarafından Beslenme Onyılı olarak ilan edilmiştir.

Unutulmamalıdır ki herhangi bir hastalık durumu olmaksızın bireylerin tüm besin ögesi gereksinimleri sağlıklı bir beslenme düzeninde rahatlıkla karşılanabilir. Sağlıklı beslenme konusunda bilincimizi artırmak ve dünya üzerinde yaşayan her bireyin sağlıklı beslenme ve sağlıklı bir yaşam sürdürme hakkına sahip olduğu bilincini geliştirmek ve bunu sağlamak adına üzerimize düşen görevi yerine getirmek bizlerin sorumluluğundadır.