fibromiyalji ve vücut kompozisyonu

FİBROMİYALJİ VE VÜCUT KOMPOZİSYONU

Fibromiyalji Nedir Ne Sıklıkla Görülür?

Tıbbi tedavisi ve etiyolojisi tam olarak bilinmeyen fibromiyalji 1970’lerde tanımlanmıştır. Yaygın ağrı durumu ve beraberinde getirdiği yorgunluk, uyku bozuklukları, depresyon, anksiyete, bilişsel bozukluklar, baş ağrıları, bel ağrıları, huzursuz bağırsak sendromu benzeri semptomlar, kronik yorgunluk sendromu, romatoidartrit, sistemik lupus ve osteoartrittir. Fibromiyalji, eşliğindeki pek çok semptomla birlikte yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ve günlük aktiviteyi sınırlayan bir hastalıktır.

Çalışmalar, %5’e varan bir görülme sıklığı olduğunu belirtmesine rağmen fibromiyalji sıklığının %1-2 oranında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de ise 20-64 yaşları arasında bulunan kadınlarla yapılan bir çalışmada fibromiyalji görülme sıklığı %3,6 bulunmuştur. Kadınların daha sıklıkla fibromiyalji tanısı aldıkları bildirilmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalarda hastalarda fiziksel durumun psikolojik duruma göre daha yüksekdüzeyde olumsuz etkilendiği bulunmuştur.

Fibromiyalji ve Vücut Kompoziyonu

Fibromiyalji tanılı hastaların beden kitle indeksi (BKİ)değerlerinin sağlıklı bireylere göre anlamlı derecede yüksek olduğu ve bu bireylerin metabolik sendrom açısından risk grubunda olduğu belirtilmiştir. Fibromiyalji tanılı hastalarla yapılan bir çalışmada, şişman ve hafif şişman hastalar arasında semptomlar açısından önemli bir farklılığın olmadığı, ancak normal BKİ’de bulunan hastaların hafif şişman ve şişman olan hastalara göre semptomlarında anlamlı derecede iyileşme görüldüğü gösterilmiştir. Amerika’da fibromiyalji tanılı kadın hastalarda hafif şişman ve şişman prevalansını belirlemek amacıyla yapılan bir çalışmada, fibromiyalji tanılı hastalarda obezite prevalansının (%61) toplumdaki obezite prevalansından (%38) fazla olduğu tespit edilmiştir. Güney İspanya’dafibromiyalji tanısı almış kadınların vücut kompozisyonunun araştırıldığı bir çalışmada, obezite prevalansının (%33,7) ülkenin aynı yaştaki kadınlarının referans değerlerine (%26,4) göre yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Fibromiyalji tanısı almış bireylerin vücut kompozisyonlarının değerlendirildiği bir çalışmada ise fibromiyalji tanısı alan bireylerin vücut yağ yüzdelerinin sağlıklı kadınların referans vücut yağ yüzdeleriyle karşılaştırıldığında önemli düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca hastalara fibromiyalji tanısının genellikle 40-50’li yaşlarda konulduğu ve aynı zamanda kadınlarda daha sıklıkla görüldüğü düşünüldüğünde bireylerin pre-menopozal (menopoz öncesi) dönemde olduğu sonucuna varılabilmektedir. Dolayısıyla bireylerin bu dönemde vücut kompozisyonlarına bakıldığında vücut yağ dokusunda ve özellikle abdominal yağ dokusunda artış olduğu, östrojen seviyesinde ve fiziksel aktivitede azalma olduğu bilinmektedir.

Hafif şişman ve şişman fibromiyalji tanılı hastalarda hayat kalitesinin olumsuz etkilendiği, ağrı puan skorlarının ve fiziksel bozuklukların daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu hastalarda dinlenme metabolik hızının sağlıklı bireylere göre düşük olabileceği; bu durumda hastanın tiroid fonksiyonlarının kontrol edilmesi ve hastaya uygun tedavinin (egzersiz, tiroid hormon tedavisi, fizik tedavi veya vitamin mineral desteği) uygulanması gerektiği belirtilmektedir.

Yapılan bir hipokalorik (kalori kısıtlaması ile ilgili) çalışmada inflamasyon belirteçleri olan IL6 ve CRP’de6 ay sonra bir azalma olduğunu gösterilmiştir. İnflamasyonun azaltılması, kilo vermenin bir sonucu olarak pozitif bir etkisi olduğu belirtilmiştir. Paralel olarak, yüksek vücut kitle indeksi, fibromiyalji hastalarında ağrı ve fonksiyonel yansıma ile doğrudan ve anlamlı bir şekilde ilişkili bulunmuştur, bu da obezitenin semptomlarını etkileyebileceğini düşündürmektedir. Adipositlerin ağrıyı artırabilecek proinflamatuar sitokinler ürettiğinden kaynaklı uzmanlar tarafından fibromiyalji ile ilişkisi düşünülmektedir. Ayrıca, bazı çalışmalar, fibromiyaljiile bağırsak iltihabı arasında bir ilişkinin varlığına işaret etmiştir, bu da kilo vermeye ek olarak, anti-inflamatuar potansiyele sahip bir diyetin hastalık semptomlarını iyileştirmeye katkıda bulunabileceğini düşündürmektedir.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif