d vitamini

D VİTAMİNİNİ YAKINDAN TANIYALIM

Yağda çözünen vitaminlerden biri olan D vitamini, ilk olarak 1922 yılında Mc Callum tarafından morina balığı karaciğerinden izole edilmiştir. Son dönemde dikkat çeken önemli bir vitamindir. Yakın zamana kadar, kemik sağlığı ve kalsiyum emilimi üzerine olan etkisi ile bilinen D vitamininin, bu etkilerinindışında da oldukça etkin roloynayan bir hormonolabileceği son yıllarda yapılan çalışmalar labelirtilmiştir. Günümüzde D vitamini yetersizliğinin çeşitli kardiyovasküler hastalıklardan kansere, dermatolojik hastalıklardan depresyona, Alzheimera kadar çok farklı hastalıklarla ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

D vitamini yetersizliği önemli birhalksağlığı sorunu oluşturmaktadır. Dünyada 1 milyar kişide D vitamini yetersizliği veya eksikliği olduğu tahmin edilmektedir. Güneşin en yoğun olduğu, ekvatora yakın bölgelerde bile D vitamini eksikliğine rastlanmaktadır. Ülkemizde de D vitamini yetersizliği adölesanlarda kışın %15.6-59, yazın %15.6-25, yaşlı nüfusta %33.4,menopoz dönemindeki kadınlarda  ise %51 gibi çok ciddi bir sayı olarak saptanmıştır.

D vitamini yönünden beslenme durumunun en iyi göstergesi serum 25(OH) D vitamini düzeyidir. Bu düzeyin20 ng/mL (50 nmol/L) altında olmasıyetersizlik olarak değerlendirilmektedir. Amerikan Tıp Enstitüsü(Institute of Medicine, IOM) D vitamini için günlük tavsiye edilen alım düzeyini yetişkinler için 600 IU olarakbelirlemiştir. Serum 25 (OH)D düzeylerinin ise 50 nmol/L’nin (20 ng/mL) üstünde olmasının, kemik yoğunluğunu korumak ve kalsiyumemilimini sağlamak için önemli olduğunu vurgulamıştır.  Bununla birlikte bu düzeyin yetersiz olduğu, alt limit olarak 75 nmol/L’nin (30ng/mL) belirlenmesi gerektiğini savunan görüşler de mevcuttur. Türkiye için geliştirilen Türkiye’ye ÖzgüBeslenme Rehberinde ise D vitamini güvenilir alım düzeyi yetişkin kadın ve erkekler için 400 IU (10 mcg) olarak belirlenmiştir.

Türkiye’de yaz aylarında güneşli havalarda15-30 dk kadar kollar ve bacaklar açık şekildegüneşlenme ile yeterli D vitamini oluştuğu düşünülmektedir. Obez bireylerde ve antikonvülsan, glukokortikoidler ve AIDS tedavisi gören bireylerde, önerilen D vitamini alım düzeylerinin 2-3 katı almaları gerekmektedir. Özellikle D vitamini eksikliği taşıyan bireylerin (kemikbozuklukları, kronik böbrek yetmezliği, emilim bozuklukları olanlarile D vitamini metabolizmasını etkileyebilecek ilaç tedavisi görenler, gebe ve emziren kadınlar, yaşlılar, çocuklar) serum 25(OH)  D vitamini  düzeyleri düzenli olarak izlenmelidir.

D vitamininintemel kaynakları güneş ışığı ve diyette aldığımız besinlerdir. Dvitamini gereksinmemizin %90’ı güneş ışığı aracılığı ile vücutta sentezlenmektedir. Diyetle D vitamini gereksinmesinin sadece %10’u karşılanabilmektedir.  D vitamini diyetle bitkisel   kaynaklardan   genellikle   ergokalsiferol (D2), hayvansal kaynaklar danise kolekalsiferol (D3) formunda alınmaktadır. Yağlı balıklar, balık karaciğeri yağı, yumurta sarısı, bazı mantarlar ve zenginleştirilmiş ürünlerD vitamininin besinsel kaynaklarıdır.

D vitamini değerlendirmesinin rutin testleriçerisinde yer alması ile bireyler Dvitamini ile ilgili daha fazla bilgiye sahip olmuşlardır. Bireyleriniyi beslendiklerini düşünmelerine karşılık, D vitamini düzeylerinin düşük çıkmasının temel nedeni ise, D vitamini kaynakları hakkındaki bilgi eksikliğidir. Yağlı balıkların dışında hiçbir besin kaynağı, normalin üzerinde tüketilmiş olsa bile, D vitamini gereksinmesini karşılayamaz. Morina balığı yağı ile somon, sardalya gibi yağlı balıklar en iyikaynaklardır. Haftada 3-4 kez yağlı balık yemek yetişkin bireyin gereksinmesini karşılayabilir. Süt, yumurta, karaciğer gibi besinlerin normal tüketimiyle Dvitamini gereksinmesi karşılanması pek mümkün gözükmemektedir.  Birçok ülkede süt, D vitaminiyle zenginleştirilmiştir. Ülkemizde henüz böyle bir rutin uygulama şu an için yoktur. D vitamini gereksinmesini karşılamak için en iyikaynak güneş ışınlarıdır. Ancak bazı durumlarda D vitamini sentezi yeterince gerçekleşememektedir. Derinin hafif pembeleşmesine yetecek süre güneşlenmeyle (15-30dk) ağızdan alınan 2000 IU D vitaminine eşit miktarda D vitamini oluşabilir.Yaşlı kişilerde cildin ince olması ve deri altı yağ tabakasının az olması nedeniyle, güneşlenmeyle D vitamini oluşumu daha az olduğun görülmektedir. Ayrıca güneş ışınlarının dik veya eğik gelmesi D vitamini sentezi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.  Ülkemizde güneş ışınlarının eğik geldiği Kasım-Nisan ayları arasında güneşlenmenin etkisi çok azdır. Güneşin eğik geldiği sabah ve akşam saatleri ve kış günlerinde güneş ışınları tutulduğundan D vitamini oluşumu azalır.  Bu nedenle kuzey ülkelerinde yılın 4-6 ayında güneşlenme sırasında D vitamini oluşmaz. Güneşin dik geldiği yaz aylarında ise saat 10.00-16.00 arasında güneşlenme deri kanserleri oluşum riskini arttırmaktadır. Bu nedenle insanlar güneş koruyucu kullanmaktadır. Koruyucu kullanılan ciltte D vitamini oluşumu da azalmaktadır.  Yine cam güneş ışınlarını kırdığı için, evde cam arkasında güneşlenme D vitamini oluşumunu engellemektedir.  Kapalı giyim tarzı nedeniyle özellikle kadınlarda D vitamini oluşumu daha az olabilmektedir. Kapalı alanlarda çalışan, gün içerisinde dışarıya çıkmayan insanlarda (ev içinde veya ofiste) D vitamini oluşumu azalmaktadır. Koyu tenli insanlarda, açık tenlilere göre D vitamini oluşumudaha azdır. Hava kirliliği D vitamini oluşumunu azaltmaktadır. Obez bireylerde D vitamini yeterince oluşamaz, bu bireylerde Dvitamini gereksinmesi daha fazladır.

Sonuç olarak D vitamini son dönemlerde elde edilen veriler ile, sağlık üzerindeki etkileri, birçok hastalıkla ilişkisinin dikkat çekmesi yanında toplumda ciddi anlamda yetersizliği görünen bir vitamindir. Bunun için rutin kontroller yapılmalı ve yetersizliği veya eksikliği görüldüğü durumda bir doktor tarafından D vitaminin takviye edilmesi uygun olacaktır. Aynı zamanda D vitamini depolanan bir vitamin de olduğundan kontrolsüz takviye kullanımı da toksik etki oluşturabilir, bu sebeple gerekli tetkiklerin yapılıp, doktor tarafından önerildiğince uygun şekilde kullanılması daha doğru olacaktır.

Sağlıklı ve zinde günler dileriz

Diyetlif