als

Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) ve Beslenme

Amiyotrofik lateral skleroz (ALS), motor nöronların dejenerasyonu ile karakterize ilerleyici bir hastalıktır. Uzuvlarda felç, kas kaybı, yutma zorluğu, bozulmuş eklem sağlığı ve solunum problemleri hastalığın seyri esnasında görülen klinik belirtilerdir.

ALS tedavisinde beslenme, semptomların hafifletilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması açısından önemli bir yere sahiptir. ALS hastalığında sıklıkla görülen yutma güçlüğü, depresyon, bilişsel bozukluklar, kendi kendine beslenmede veya yemek hazırlamada zorluk, hipermetabolizma, anksiyete, solunum yetersizliği, dehidratasyon ve yorgunluk gibi semptomlar kötü beslenme durumuna zemin hazırlamaktadır. Kötü beslenme durumu hastalık seyrini kötüleştirmekte ve yaşam kalitesini düşürmektedir. ALS hastalarında beslenme durumunun değerlendirilmesi ve müdahalesi iyi bir şekilde yapılmalıdır. Yeterli kalori değerine sahip bir diyet planı yapılmalı, besinlerin dokusu hastaya göre değerlendirilmeli, beslenme durumunu iyileştirme adına yemek araçlarının seçimi düzgün yapılmalı ve gerekli ise tüple beslenme durumu değerlendirilmelidir.

ALS hastalarında vücut fonksiyonları, kas gücü ve dayanıklılığın sürdürülebilmesi için bireyin sağlıklı vücut ağırlığında olmasının sağlanması önemlidir. Bu nedenle hastaların kilosu ve iştah durumu takip edilmelidir. Bireylerin hastalık sırasında zayıflama diyeti yapması veya istenmeyen şekilde kilo kaybı hastalık seyrini negatif etkileyebilmektedir. Bu nedenle ALS hastalarında kilonun korunması ve eğer kişi sağlıklı vücut ağılığının altında ise uygun kiloya getirilmesi gerekmektedir. Diyetin enerji değeri bireye özgü, dikkatli bir şekilde hesaplanmalıdır. Bireylerin yemek süresi uzayabildiğinden yemek yeme aktivitesi sıkıcı hale gelebilmekte, bireylerin besin alımı düşebilmektedir. Bu nedenle küçük hacimli ve bol kalori içeren besinlerin seçimi daha uygun olacaktır; buna yönelik olarak besinlere şeker, yağ, süt, mayonez, krema gibi eklemeler yapılabilir. Öğün sayısı artırılmalı ve bu sayede bireyin ihtiyacı olan besinleri tüketmesi sağlanmalıdır. Bireyler gündüz saatlerinde daha dinlenmiş bir halde olduklarından en fazla besinin sabah saatlerinde alınmasını sağlamak iyi bir strateji olacaktır. Bireylerin iyi bir moda sahip olduğu anlarda besin alımının artırılması sağlanabilir. Sevilen besinlerin ve çabuk yenebilecek atıştırmalıkların göz önünde bulunması bireylerin besin alımının iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Yemek esnasında sıvı tüketimi besin alımını engelleyebileceğinden sıvılar yemek aralarında alınabilir.

Besin hazırlama ALS hastalarında dikkat edilmesi gereken konulardan biridir. Bireylerin besinleri çiğneme ve yutma durumu takip edilmeli, bireylerin kolaylıkla çiğneyebileceği ve yutabileceği formda, besleyiciliği yüksek besinler hazırlanmalıdır. Kuru, sert yapıda, kolayca dağılan besinler tüketilmeden önce soslar ve yağlar ile yumuşatılarak daha kolay yenilebilir hale getirilebilir.

Bireylerin günlük olarak yeterli sıvı aldığından emin olunmalıdır. Sıvı besinlerin ağızdan yutağa geçiş süresi çok hızlı olduğundan hasta bu geçişi kontrollü bir şekilde sağlamakta zorlanabilmektedir. Daha yoğun kıvamlı sıvıların tüketilmesi daha kolay olabilmektedir; bu sebeple sıvılara kıvamını koyu hale getiren özel ürünler eklenebilir. Sıvı alımını artırmak için karpuz, salatalık, kabak gibi su içeriği yüksek sebze-meyvelere de diyette yer verilmelidir.

ALS hastalığında yaşam kalitesinin yükselmesi için yeterli enerji ve günlük alınması gereken besin ögelerini içeren bir diyet modeli izlenmelidir. Bireyin durumu iyi bir şekilde değerlendirilmeli ve kişiye özgü bir beslenme düzeni oluşturulmalıdır. Sağlıklı beslenme, hastalık seyrini iyileştirici güce sahiptir.